14 Ocak 2013 Pazartesi

Hobbit Beklediğim Gibi Bir Film


Evet başlıktan da anlaşılacağı üzere bu günkü yazım hobbit ile ilgili. Kaç aydır beklediğim bir filmdi sonun da geldi bizde gittik isledik. Filmle ilgili ne yazacağımı tam toparlayamamakla birlikte yazıya başlıyorum bir şekilde sonunu getiririm heralde. Birde ben bu yazıların giriş bölümünde iyi değilim onu farkettim L


Herneyse film vizyona girdikten 3 gün sonra arkadaşlarla topluca filme gittik (tabi benim konuyu yayınlamam epey sürdü ama olsun) Onlar işten çıkıp gelecekleri için 21:30 seansına bilet aldık. Filme kadar tatlı kahve keyfi derken film saati geldi çattı. Salon boş olur diye düşünüyordum ama bayağı doluydu……… Film bittiğinde ve biz eve geldiğimizde saat 1’di. İşte böyle filmi anlattım bitti. Biliyorum komik değil kötü bir espri anlayışım vardır kusura bakmayın, hatta espri anlayışım yoktur L

Sinema bileti bu kadar
Patlamış mısır şu kadar
Arkadaşlarla film izlemek paha biçilemez J
Bunu yazmazsam çatlardım….

Film hakkında ne yazacağımı gerçekten bilmiyorum hani beklediğime değdi değmesine ama arkadaşları gözlemleyince onlar için sanki bir şeyler eksik kalmış gibi geldi (Bencilim ya ben sevdim herkes sevsin istiyorum :P)

Sonuçta Hollywood böyle şeyleri seviyor. Elbetteki edebiyat uyarlamalarını üstüne üstlük birde yapılan film tutulunca, sevdiği başka bir şeyi yapıp devamının devamını çekiyor. Çekecek bir şey bulamayınca öncesine dönüyor. Hollywood bunu hep yapıyor.
Şimdi konu Hobbit olunca az önce yazdığımın dışında tutmak istedim ama şöyle bir bakınca yukarda anlattığım şeye çok uygun gözüküyor. Yine de dediğim gibi hobbit bu olayın dışında tutulmalıdır. Çünkü Hobbit Yüzüklerin Efendisinden önce yazılmıştır, sıralamayı karıştıran Peter Jackson’dır kötü Peter ne olacak :)

Herneyse birazda filme değineyim, film tamda beklediğim gibiydi. Bende bir nostalji hissi uyandırdı. Yeniden Orta Dünyada olmak güzeldi ve yine hayran kaldım ne hayal gücüymüş bee. Konu bilindiği üzere Bilbo, Gandalf ve 13 cücenin kayıp cüce krallığını ejderhadan  geri almak için bir maceraya atılmaları. Bizleri de peşlerinden sürüklemeleri.

Filmde Yüzüklerin Efendisinden bildiğimiz karkterler  ve yeni olmalarına rağmen başka yapımlarla görüp sevdiğimiz yüzler vardı. Bunlardan biri Thorin karakterini oynayan Richard Armitage. Bu beyi beğenirim kendilerini ilk 5-6 yıl önce Robin Hood dizisinin kötü adamı Guy olarak izlemiştik ama diziyi izlerken kendilerini pek bir beğenmiştik.  Daha sonra ise yine sevdiğim bir yapım olan North & South’un Mr. Thornton’u olarak karşımıza çıktı. Sanırım Thorin karakteri için daha iyi bir oyuncu bulamazlardı. Be adam hiç mi gülmezsin sen.




Diğeri ise Bilbo Baggins’i (gençliğini) oynayan Martin Freeman yani sevgili Doktor Watson’ımız.




Filmle ilgili beni tek rahatsız eden taraf 3 film olarak düşünülmesi. Yüzüklerin efendisi üç ciltlik bir kitap her kitap bir filme denk geliyor tamam iyi hoş ama Hobbit yaklaşık 400 (+- )sayfalık bir kitap. Üç film çıkartmak için epey bir kasmaları gerekecek tek film çekip kurtulsalar daha iyi olabilirdi gibi geliyor. Çünkü böyle olunca filmde gereksiz uzatmalar olacak ve buda biraz sıkıcı olmasına sebep olabilir. Başka birşey ise Hollywood’un 3D takıntısı açıkçası bence 3D’ye gerek bile yoktu.
İşte böyle güzel bir filmdi artık filmin diğer bölümlerinin gelmesini bekliyeceğiz.

Yazıyı Yazarken Aklıma Gelenler (yani dağıtmak istediklerim)


Bu arada kuzinin doğum gününde gitmek için 3 film düşünmüştük bakınız burda. Şimdi her film için ayrı ayrı yorum yapamıycam o yüzden şöyle bir bahsetcem.

O gün kuzinin isteği oldu Paranormal Activity 4 ‘e gittik (daha doğrusu diğer filmler gideceğimiz sinema da yoktu). Sanırım bir doğum günü filmi olması nedeniyle oldukça eğlendim. Filmle ilgili fazla bir şey hatırlamıyorum yalnız bir sahnede biraz tırstım. Daha çok salondaki insanlar aklımda kalmış bir de finali. Çünkü finalde önümüzde oturan yaşları 12-15 arası değişen bir grup genç beyden biri öyle bir çığlık atıp sıçradı ki elimde olmayarak gülmeye başladım. Dediğim gibi epey bir eğlendik.


Tabi diğer iki filmi de izledik online olarak ama Bulut Atlasını tekrar izleyebilirim çünkü hiç birşey anlamadım. Kötü altyazı sağolsun. Şimdi düşündüm de acaba film gerçekten kötümüydü?...


 Looper’a gelince film güzeldi herşey çok iyi gidiyordu ki bir mantık hatası tüm kurguyu batırdı ve çokta gerekli olmayan bir sahne. Sonuçta film zaman yolculuğu ve olası gelecekler üzerine bir filmdi yani mantık aramamam lazım ama, işte bazen beni rahatsız eden detaylara takılıp kalıyorum. Film bir çok soru işareti bıraksa da fena değildi birde Joseph’a ne yapmışlardı öyle (Joseph Gordon-Levitt) nasıl bir makyajdı öyle ama Bruce’a benzemişti ne yalan söyliyim. Aşağıda filmden iki sahne var ve Sisin yorumu...


Anam ne sevimli çoçuk, Evlat olsa sevilmez.....

Eve sokmam ben bunu

Aklıma gelen başka bir film ise yine uzun zamandır beklediğimiz bir yapım mama vizyona girsin arkadaşlarla toplanıp gitcez İnşallah. 18 Ocağı bekliyoruz umarım film de fragman kadar iyidir (Sonuçta referansı iyi yapımcısı Guillermo del Toro Pan'ın Labirenti'nin yönetmeni,Yetimhane'nin yapımcısı iki filmide beğenmiştim bakalım bu sefer ne olcak) ama filmle ilgili az çok neyle karşılaşacağımı tahmin ediyorum buyrun size MAMA bay bay.






Hiç yorum yok: