Geçenlerde bir yazımda amanda aman derken aklıma Ananda
Everingham gelmişti ama kendimi tutup konuyu dağıtmamıştım aferin bana işte
şimdi dağıtıyorumJ O
yazıyı yazdığım sıralarda Ananda’nın son filmi Öfke’yi (U Mong Pa Meung ) yeni
izlemistim Mario Maurer ile oynadığı.
Film aynen bu sahneyle başlıyordu. |
Hazır aklımdayken filmle ve Ananda ile ilgili birşeyler
karalamak istedim film güzeldi sonuçta bir tekrar filmi olması belki
izleyenleri objektif bir yorumdan alıkoyabilir ama sonuçta orjinal ile
kıyaslamamak gerek çünkü orjinal film bir başyapıt olan Rashomon. Durum bu
olunca film otomatikman 1-0 geriden başlıyor filmin konusu Rashomon ile aynı ekstradan
filme bir kaç sahne daha eklenmiş başına ve sonuna keşiş ile ilgili birde
olaydaki kişilerin hayatları ile ilgili detaylar konulmuş. Kadının evlenmeden
önceki durumu vb. bir kaç sahne.
Benim için bir filmin konusu ve kurgusu kadar görselliği de
önemlidir bu filmi galiba bu yüzden beğendim. Çünkü orjinal film konu kurgu
olarak çok iyiydi ayrıca yapıldığı yıl düşünülürse siyah beyaz bir film için
görsel olarak da oldukça iyiydi. Çünkü yönetmeni ve çekim yöntemleri iyiydi.
İşte ortalığı karıştıran hatun |
Bu yüzden yeniden çekilen bir filme daha fazla bir şey
katamazlardı yapılması gerekeni yapmışlar hikayenin arkaplanını
renklendirmişler ve kendi kültürlerine uygulamışlar. Eee Tay kültürü ve tarihi
epey bir renkli olunca göze çekici geliyor ve kendini izletiyor. Ama dediğim
gibi sonuçta Rashomon ile kıyaslamamak gerek.
Ben bir hikayenin farklı kişiler tarafından anlatıldığı
böyle filmleri seviyorum, hoş filmin altında yatan insan doğası (egoizm, bencillik) yada psikolojik
drumlara (kimse yoğurdum ekşi demez) hiç değinmiycem çünkü ben yüzeyselim bir de oraya girersek çıkamayız
:P Şimdi ne diyordum böyle aynı hikayeyi farklı bakış açıları ile anlatan
filmleri seviyorum ve konu açılmışken bahsetmeden edemiycem aklıma Hero filmi
geliyor. Yine çok sevdiğim bir fildir. Ayrıca Hero hakkında (ve iki film
hakkında daha) bir yazı yazmak istiyorum o yüzden şimdilik adı geçse yeter.
İkisi bir arada |
Kısaca film güzeldi. Benim gibi Rashomon filmini sevenlere
birde bu versiyonunu izlemek isteyenlere önerilir. Son bir şey daha film de iki
beğendiğim oyuncu vardı birisi Mario Maurer. Kendilerine A Little Thing Called
Love yani İlk Aşk filmin de hayran kalmıştım ne sevimli bir veletti ne tatlı bir filmdi o öyle. Şu an elimde Suddenly it's Magic filmi var fırsatım olursa bir ara izliycem. Herneyse bu filmde kendilerini hem uzun saçlı hem kel olarak izliyoruz Keşiş rolün de.
Diğeri ise Ananda, kendileri ile tanışmam 2011’in sonlarında
izlediğim Me…myself filmi ile oldu. Galiba izlediğim tüm filmleri arasında en
çok bu filmini seviyorum ki korkarak izlemiştim. Çünkü Tayland filmlerine hep
bir önyargı ile yaklaşıyorum sonuçta izlediğim Amerikan filmlerinden
kaynaklanan ve ben de Bangkok günah ve fuhuş şehridir fikri oluşmuş durum da.
Tuhaf olansa Bangkok tay dilinde melekler şehri demek.
Herneyse hala tay
filmlerinden biraz korkarım hoş tv’de birçok tay filmi izlemişliğim olsa da
mutlaka nette izlemeden önce konuya şöyle bir bakarım. Ama Me myself’e bakmadım , iyiki de bakmamışım,
afişinden biraz işkillenmiştim ama dediğim gibi filmi gerçekten çok sevdim.
Filmi izlemek isteyenler asla konusuna ve ya yorumlara bakmadan izlesinler.
Çünkü filmin tüm güzelliği burda.
Me myself filmini o kadar beğenmiştim ki ve tabi Ananda’yı
adamın diğer filmlerini de izledim. Diğer filmleri arasın da öyle öne çıkan bir
film olmadı genelde vasat filmlerdi. Yinede izlemek isteyenlere birkaç öneri.
The Coffin: Başka bir
korku filmi daha bu filden hatırladığım ise bir sahnede yerimden hoplamıştım.
Genelde korku filmlerinde o ani çıkışlar vardır ya işte ben filmden kopmuş
başka bir şey düşünürken hiç beklemediğim bir anda hayaletlerden biri kafasını
uzatıyordu ve ben yerimden sıçradım üstüne üstlük bundan hoşlandım. Korku
filmlerinin amacı bu sonuçta, fena film değildi başka şeyler düşünerek
izlerseniz benim gibi filmden hoşlanabilirsiniz.
Şimdilik bu kadar bay bay J……….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder