11 Ekim 2012 Perşembe

Uzaktan Dağıtıyoruz

Karşılaştırmıyorum


Herkeslere merhaba yeni bir yazımla yine ben uzun zamandır bu yazıyı erteliyordum ama artık yazıp kurtulayım dedim. Aslında zincirleme olaylar sonucu bu yazıyı yazmaya karar vermiştim hani ben bir şeyden bahsederken ister istemez daldan dala atlıyorum ya işte öyle bir şey. Kore dizilerini izlediğimi söylemiştim sadece kore demiyelimde uzak doğu dizi ve filmleriyle alakalıyım diyeyim. Bu aralar da Ojakgyo Brothersı izliyorum sebebi de işte bu bey.



Joo Won’u ilk Gaksitalin tanıtımlarında gördüğüm an yaa ben bu çocuğu nerden tanıyorum diye düşündüm o kadar tanıdık geliyordu ki birini anımsatıyor du işte neyse çocuk pek bi sevimli geldi gözüme böylece önce maskeliyi (Gaksital) ardından da Ojakgyo Brothersı izlemeye koyuldum arada bir filmini bile izledim. Böylece yakışıklı listeme bir isim daha eklemiş oldum. Hala Ojakgyo Brothers izlemeye devam ediyorum normalde uzun dizilerden uzak durmaya çalışsamda işte bu iyi sebepler yüzünden uzun dizilerede bakıyoruz

Diziyi izlerken bu çocuğun aşık halleri beni öldürüyor konu açılmışken esas kızdan hazzetmediğimi söylemek istiyorum bir de dizideki 2 numaralı abiyi de abinin hikayesini de sevdim tipik kore dizisi konusu benim sevdiğimden ama o hikayedeki kızada bir gıcık olup bir sempati duyuyorum ve 2. Abiye çok fena acıyorum. Sonuçta dizi 4 erkek kardeşin hikayesini anlatıyor. Tam sisin sevdiği gibi onun için dizinin özeteni çıkarıp birde sis ile izliycem.

Nasıl oluyor o iş demeyin basbayağı oluyor. Sis de benim gibi uzun dizilerden hoşlanmıyor, dizi başlasın sakız gibi uzamasın aman bizi fazla sıkmasın tadında bitsin istiyoruz. Çünkü böylesi güzel oluyor, çünkü kore ve japon dizilerini sevmemizin bir nedeni de az bölümlü olmaları herneyse çok uzattım işte bu sebeplerden ben içinde sevdiğimiz bir beyin olduğu uzun dizileri öncesinden izliyor ve sadece o beyfendinin olduğu sahneleri montajlayıp 60 bölümlük diziyi 16 bölüme indiriyorum. Daha önce böyle iki dizi daha özetlemiştim dizilerdeki sevilen karakter sayısına göre bölüm sayısı çoğalıyor yada düşüyor. Mesala koskoca Giant dizisini 8 bölümde bitirmiştik ama Family Honor ancak 19 bölüme düşmüştü çünkü orda sevdiğim 2 hikaye vardı. Hatta bir gece yarısı Giantın özetlenmiş halini kuzenlerle izlerken kore yapımlarına yabancı olan erkek kuzenim bu dizi iki kişilik mi bunlardan başka kimse oynamıyormu diye sormuştu. Ojakgyo Brothersı kaç bölüme düşürürüm bilemiyorum dizideki tüm karakterler o kadar sevimlilerki epey bir zorlancam gibi geliyor.

Haa ne diyordum Gaksitali izlerken Joo Won bana birini hatırlatıyordu dedim ya işte kime benzettiğimi daha doğrusu kimi anımsattığını buldum Kang Dong Won’u. Üstelik böyle düşünenin bir ben olmadığını da öğrendim meğer herkesler benzetiyormuş. Joo won’u izledikçe Kang Dong Won’a o kadar da benzemediğini farkettim ama hala anımsatıyor. Dong Won’u pek bir beğenirim adamın tuhaf bir cazibesi var bir kere. Bir de Joo Won mimiklerini Dong Won kadar iyi kullanamıyor. Tamam yüzünün her halinin pek bir sevimli olduğunu kabul ediyorum, öyleki yanaklarını sıkıp agucuk yapasım geliyor hatta daha fazlasını ama neyse….Mimiklerini bu kadar iyi kullanan bir Kang Dong Won bir de Ahmet Kural var abi. Belki başka birileri de vardır ama şu an aklıma gelmiyor. Bu yüzden Joo Won ve Dong Won kıyaslaması yapmıycam ikisi de listemde ve ikisini de seviyorum. Benzeyip benzemediklerini de size bırakıyorum


Sevdiğim bir kitaptan alıntı “sıcak ekmek üzerine tereyağı sürüp üzerine de onları sürüp yiyesim geliyor” Sözü belki biraz değiştirmiş olabilirim.

Herneyse Joo Won sağolsun Kang Dong Won’u anımsatıp onu özlediğmi farketmeme sebep oldu. Ben de bu yüzden çocuğumun izlemediğim bir şeyi kaldımı diye baktım yok bulamadım, aslında bir tane var ama onu daha sonraya bırakıyorum. Ne yapayım ne edeyim demeden açıp M filmini birkez daha izledim (en sevdiğim filmi de o yüzden). Bir doz Kang Dong Won iyi geldi. Hazır başlamışken biraz daha çoçuğumdan bahsetmek istiyorum.

Kang Dong Won ile ilk tanışmam Maundy Thursday filmini izlemem ile oldu. Filmde ölüme mahkum edilmiş bir genci oynuyordu, film oldukça dramatikti, epey bir üzüldüğümü ve hatta gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Oynadığı karakter ilk başlarda bana itici gelmişti ama filmi izledikçe bahsettiğim o cazibeye kapıldım ve karakteri için üzülmeye ve sevmeye başladım. Ya oyuncu iyi rol yapıyordu ya da adamın gerçekten de hüzünlü bir yüzü var dı. Sonuç ikinci şık.



İkinci izlediğim filmi ise Woochi, bu film hakkında ise şunu diyebilirim oldukça eğlenceli ve aksiyonlu ve fantastik bir filmdi. İşte bu filmde çocuğumun mimiklerini çok iyi kullandığını düşünmeye başlamıştım.



One Percent of Anything  işte ben asıl bu dizi ile Dong Won’a aşık oldum. Genel de Kang Dong Won hayranları bu diziyi pek sevmez ama benim çok hoşuma gitmişti. Hele ki çocuğumun halleri, belki acemilik döneminden tam olarak bilemiycem pek bir şebekti ve benim gözüme çok sevimli görünmüştü. Kıyafetleri hariç iiuuv.

İşte bu gülüş gözler ve dudaklar çizgi halinde

pek bir heycanlı sırıtışa dikkat
Diziden başka bir gif daha


Dizinin arkasından hızımı alamamış Temptation Of Wolves filmini izlemiştim bu filmdede çok tatlıydı ama film beni fazla açmamıştı. Bu film ile ilgili sisin yorumu “ Sevimli iki velet var dı kavga ettiler kaçtılar, kovaladılar ve tipik kore filmi sonu.”



Sonraki filmi galiba Too Beautiful to Lie dı. Bu filmi çok sevmiştim hala severim beni epey bir güldürdüğünü hatırlıyorum biber oğlanın.

Allahım tipe bak çok gülmüştüm bu sahnede













Vee tabiki Magic bu diziyi izlerken pek bir üzülmüştüm çocuğuma, herkes birilerinin yerini doldurmaya çalışıyordu karmaşık ilişkilerin olduğu bir dramdı. Bu diziden aklımda kalan başka bir şey ise Dong Won’un oldukça soğuk bir karakter olduğu, esas kıza da ikinci kıza da sanki aşık numarası yapıyordu hiç inandırıcı değildi. Ama sonlara doğru inandırıcı olmaya başlamıştı. Çok ağlattılar çocuğumu çook. Bir de ikinci kıza çok üzülmüş ve çok kızmıştım bana Washington Meydanı filmindeki kadın karakteri hatırlatmıştı. Ama onun kadar olamamıştı dizinin sonlarına doğru Anakin Skywalker’a bağlamıştı. Vay be dizi beni iyi etkilemiş ki bu kadar şey hatırladım.

Anakin Skywalkera dönüştüğü an
Benim en sevdiğim ise M olmuştu artık o günkü ruh halimdenmidir bilemiycem (hoş 2. İzleyişimde de yine aynı şeyleri hissettim) filmi pek bir beğendim iki sevmediğim kadın oyuncuya rağmen ve karışık kurgusuna, durağan gidişatına rağmen filmi gerçekten sevdim. Herkesin seveceği bir yapım olduğunu düşünmüyorum hatta bir çok kişiyi sıkabileceğini. Nasıl oldu bilmiyorum ben Memento da sıkılmış biri olarak M’i sevdim hele sondaki diyaloğa bir hüzünlendim. Birçok kişinin sıkılacağı bir film ama benim en sevdiğim Kang Dong Won filmi.
Görsellik olarak da çok hoşdu renklerin kullanışı felan 


Duelist’e gelelim ne desem bilemedim görselliğine hayran kaldığımı ama konuyu tam kavrayamadığımı söylesem yeter mi. Film bir aksiyon filmiydi için de değişik bir aşk hikayesi vardı dövüş koreografileri de harikaydı tabi hüzünlü gözler de. Dans eder gibi dövüş sahneleri için bile tekrar izleyebilirim.





Haunters fantastik bir filmdi bu filmden aklımda kalan Dong Won’un çok zayıf olduğu ve o delice bakışları uww ürperticiydi lens olmadanda öyle baksa insanı yine ürpertir ama neyse. Film de sevdiğim iki oyuncu olunca otamatik olarak film iyi katagorisine giriyor.(Soo Go’yuda pek beğenirim) Tabi bir de bir kore filminde Aşık Veysel türküsü duyunca film iyice akılda kalıcı oluyor.













Gelelim Secret Reunion’a bu filmide beğenmiştim. İlginç bir casusuluk filmi çıkar ilişkisine dayanan bir ortaklık. Filmde Dong Won ile başrolü paylaşan Kang-ho Song  amcamın, izlediğim filmlerini genelde beğenmişimdir. Artık hangisinden kaynaklı bilemiycem  iyi bir filmdi. Aaa nasıl unuturum filmin en iyisi gölge karakteriydi amcam süperdi yaa.



















Kang-ho Song  diyince aklıma Memories Of Murder geldi oda aklıma Voice of a Murdererı ,Dong Won’un başka bir filmini getirdi. Bu film de çocuğumun bir kez bile yüzünü göstermediler birkaç dakikalığına endamını gördük. Ama sesi başroldeydi. Filmi beğenmiştim Dong Won’u göremesem de film oldukça iyiydi ve bana Memories Of Murderı hatırlatmıştı ki bu filmi de çok beğenmiştim. Bana göre iki filmin de sonu aynıydı sanırım bu filmleri daha da üzücü yapıyor.





Hepsi bu demeyi isterdim aslında çocuğumun izlemediğim bir dizisi ve bir de filmi var. Biri Country Princess diye bir dizi. Dizinin ing alt yazısı mevcut ama bende İngilizce mevcut olmadığı için açıp şöyle bir bakıp kapatmışlığım var. Birgün altyazısı çıkarsa yada çok fena aşka gelip elime sözlüğü alıp izleyebilirim. Tabi hiç izlemeyebilirim de( büyük ihtimal bu).  Diğeride Camellia adında üç hikayeden oluşan bir film Allah’tan filmin komplesinde oynamıyor sadece bir hikayede var. Aslında kendimi tutamayıp Love for Sale’ e şöyle bir baktım değişik bir hikayeydi (ya da bir şey anlamadığımdan bana öyle geldi), yazıkki ne İngilizce ne de Türkçe altyazısı var. Umarım bir gün çıkar da şöyle anlayarak izlerim.

filmi merak etmemin bir diğer sebebi Song Hye-kyo
kendileri nadir olarak beğendiğim hatunlardan biridir
Vee sisin bu söze yapacağı yorumla bitiriyorum “Alt yazısı olsa ne olur olmasa ne olur filmden sonra tek hatırlayacağım yakışıklı çocuk belki onu bile hatırlamayacağım.”

Amanın ne çok yazmışım Kang Dong Won’un tüm filmografisi burda. Artık bitireyim ,şurda askerliğinin bitmesine bir ay kalan çocuğum umarım dönüşünü  şöyle güzel  romantik komedi bir dizi ile yapar. Onu şebelek ve aşık olarak görmeyi istiyorum. Galiba çok şey istiyorum nerde değişik ve tuhaf bir senaryo bizimkisi orda, onu sessiz bir Kim Ki Duk filminde görürsem şaşırmıycam (yakışır bebişime)
Ayy tamam tamam sustum başka bir kendini kaybetmeye kadar hoşçakalın.

DAĞITTIKLARIM


Gaksital: Bu dizinin incelemesin yapmayı isterdim fakat birçok blog ve forumda  o kadar güzel anlatılmış ve tanıtılmışki ben şimdi ne desem boş olacak biraz da havam da değilim galiba. Bu dizi için diyebileceğim şey oldukça güzel bir dönem dizisi ve kore milliyetçiliği ile ilgili olduğudur. Bunun dışında yeni karakterler ve oyuncularla tanışmamı sağladığını söyleyebilirim

Her daim sinirli
Lee Kang To (Joo Won) Başlarda kötü sonradan iyi








Esas kız iki arkadaşta ona aşık. O ikisindende nefret ediyor yani başlarda
Kimura Shunji (Park Ki Wong) Başlar da melek
Sonlarda Anakin Skywalker
Esas oğlanın enyakın arkadaşı Esas kıza da
aşık . Ben bu çocuğa çok üzülmüştüm yaa.
Vee tabiki Katsuyama ben de bir tane istiyorum banane banane.
Şimdiden 4. sıraya oturdu
Şöyle tek bir el hareketime bakan beni bir gölge gibi takip eden
her emrimi yerine getiren bir Katsuyama istiyorum








Ojakgyo Brothers: Çiftlikte yaşayan 4 oğulları olan bir ailenin hikayesi. Şu an son bölümlerdeyim ve ortalık pek bir karışık. Şöyle anlatayım




Giant: Aslında bu dizi hakkında uzun uzun yazmak istiyorum çünkü gerçekten güzel bir dizi. Eski Türk filmleri tadında bir dram. Babalarının intikamını almak isteyen ama birbirinde ayrı düşen kardeşler mi istersiniz yoksa düşmanlarına aşık olan kardeşler mi. Hepsi burda sıfırdan başlayıp tepeye çıkma ve bir intikam hikayesi gel gel gel…. Pardon ya kendimi kaybettim. Son bir şey daha bu dizide benim için 3.Anakin Skywalker  olayı vardır. Kendileri bu beydir.
Joo Sang Wook 



















Kitap: Gabriel Garcia Marquez'in Kırmızı pazartesi kitabı

Family Honor: Bu dizi One Percent of Anything’in uzun versiyonu gibi gelmişti bana,aslında hiç ortak bir yanları yok ikisininde aile dizisi olması dışında ve çok karakterli olmaları dışında vee tamam başka bir şey yok. Diziyi bu bey hatrına izledim kendilerini pek bir severim bi ara diğer izlediğim yapımlarından bahsederim

Park Shi Hoo

herneyse esas kıza gelince onu boşverin çocuğumun yanında pek bir yaşlı duruyordu. Bir de dizide bu bey vardı

Lee Hyun Jin
Sonradan görme zengin bir ailenin oğlu ile köklü ve soylu ama maddi olarak iyi durumda olmayan bir ailenin kızının önceleri anlaşmalı olarak başlayıp sonradan gerçeğe dönen aşk hikayesi.



Anakin Skywalker: Herkeslerin bildiği darth vader önceki hali. Dizi izlerken başlarda iyi olan ama zamanla (genelde çok fazla sevdikleri ve bu sevgi yüzünden incindikleri için) karanlık tarafa geçen karakterler için kullandığım bir benzetme. Benden çok fazla duyacaksınız.
Star Wars serisini çok severim. Yoda’nın dediği gibi jedilar aşık olamaz. Sebebimi sevgi korkuyu,korku öfkeyi, öfke nefreti, nefret ise karanlık tarafı getirir. Sanırım bu kadar jedi felsefesi yeter.                        



Washington Meydanı: Hatırlayamadığım bir tarihte TRT de gece yarısı izlediğim bir film. Başroller de Jennifer Jason Leigh ve Ben Chaplin vardı. Yakışıklı fakir genç çirkin zengin kıza parası için mi yoksa gerçekten mi aşıktı. Filmden aklımda kalan bazı diyaloglar var mesela  kızın adama “sen çok güzelsin “ demesi gibi ya da filmin sonuna doğru kızın halasına “neden olmasın mutluluk niçin parayla alınmasın” demesi gibi güzel bir film olduğunu hatırlıyorum. Fakat tekrar izlemek için nette aradığımda bırakın Türkçe dublaşlı videoyu hiçbir video bulamadım. Bulan olursa bana da haber versin. Nette dolaşırken bulduğum iki video ile by by.













Hiç yorum yok: