Ne zaman sinemaya gitmek istesek film bulamayan biz, art
arda vizyona giren filmler yüzünden bu seferde hangisine gideceğimizi şaşırdık.
Kötü olamadı hatta çok güzel oldu J
Hani kardeşimle ne zaman filme gitmeye niyetlensek sinemada dişimize göre bir
film bulamıyorduk. Hatta bu yüzden bu sene doğum günü filmine bile gidemedimL
Her neyse anladığınız üzere geçtiğimiz ay her hafta
sinemadaydık. Bu günkü konumuzda bu, beklediğim tüm filmler tek tek vizyona
girdi hepsine gittim ve topluca yazımı yazıyorum.
Star Trek Into Darkness
İlk gittiğimiz film Uzay Yolu serisinin son filmi Star Trek Into
Darkness. Film beklediğim filmlerden biriydi vizyona girdiği hafta sonu Vena,
Sis ve ben filme gittik. Oldukça eğlenceli bol aksiyonlu güzel bir filmdi. Sırf
kadrosu için bile izlenir, ilk filmdeki kadro tamdı, artı olarak önceki
yazılarımdan birinde bahsettiğim Kefaret filminde çikolatacı karakteri ile nefret
edip, Sherlock Holmes olarak hayranlığımızı kazanan Benedict Cumberbatch
2.filmin kötü karakteri olarak karşımıza çıktı.
Bu film kesinlikle benim gözüme hitap ediyor :) |
Star Trek zaten dizileri ve filmleri ile sevdiğim bir
seriydi. Klingon dili öğrenecek kadar fanı olmasam da seviyorum Star Treki. Şimdi
filmin konusundan bahsetmiycem, herhangi bir sinema sitesine bakarsanız konu
orda var :P Ben sadece filmde takıldığım şeylerden biraz bahsetcem. Misal film boyunca
Chris’in boynuna takıldım kaldım. Tamam kabul Chris’in önceden de uzun bir
boynu yoktu ama bu kadar da değildi. Kilomu almış artık, kasmı yapmış, yoksa
fim 3D diyemi bilemiyorum çocuğumun boynu kaybolmuş gibiydi. Eve gelip kontrol
ettiğim de boynu yerinde ve oldukça da hoş duruyordu. Neyse gözleri yeterdi ama
insan takılıyor. Birde Karl’ım yaşlanmışL
Sis filmden sonra şimdik 3. Film için 4 yıl daha mı
bekliycez diye sordu. Sanırım bu soru filmi ne kadar beğendiğimizi gösterir. Gittim
izledim mutluyum.
Dünya Savaşı Z
İkinci filmimiz Dünya Savaşı Z bu filmi o kadar uzun süredir
bekliyorum ki anlatamam. Yine vizyona girer girmez bizde koştura koştura filme
gittik.
Ne alaka Keanu demeyin fena dağıttığımı söylemiştim Keanu enbeğendiğim hallerinden biri Kırılma Noktası filmindeki hali |
DİKKAT DAĞITIYORUM! Koştura koştura gitmek diyince aklıma
birden Keanu Reeves geldi. Hayatım boyunca beni koşturan tek erkek kendileri.
Ben ki otobüse yetişmek için bile koşamam daha doğrusu koşmam ama konu Keanu olunca kopturu vermiştim.
Matrix vizyona girmiş biz filme yetişmek için Pendik sokaklarında nasıl
koşuyoruz anlatamam. Filmin başını kaçırmıştık Matrix’i ikinci kez izlediğimde Trinity’nin
akrep tekmesini ilk kez görüyordumJ
Bir keresinde de üniversiteye giderkene tv de Speed’in reklamları dönüyor. Ev
arkadaşım erkek arkadaşını ekmişti. Yine biz film başlamadan eve gitmek için
koşuyorduk. Yeri geldi Keanu’yide andık gençlik yıllarımın büyük aşklarından
biridir Bill ve Ted’i hatırlayanınız var mı :P
Brad'in her halini seviyorum özellikle bu resmine bayılıyorum |
Tamam tamam konuya geri dönüyorum. Ne diyordum Dünya Savaşı
Z. Aslında zombi filmlerini fazla sevmem ama bu film farklı çünkü izlemek için
kocaman bir sebebimiz vardıJ
tabi ki Brad Pitt (başka bir bümbüyük aşk)
Olmuş mu gerçekten |
Ben hiçbir filmi çok büyük bir beklenti ile izlemem galiba
bu yüzden izlediğim tüm filmleri beğeniyorum. Zaten bir zombi filminden ne
kadar bir şey beklenir ki. Tamda düşündüğüm gibiydi. Filme gittiğimiz arkadaşlar
ile tek ortak düşüncemiz ise, o kadın Brad’in yanına olmuş mu eyy castı
oluşturan amcam. Tabiki de olmamış. Her neyse ben yine iyi vakit geçirdim, “I
love you baby” diyerek noktayı koyuyorum.
Notun DibiJ
Yeri geldi ve aklıma geldi bu filmi kıyaslayabileceğim yakın zamanda izlediğim Warm
Bodies filmi var. Ama açıkçası Dünya Savaşı filmi daha çok felaket filmleri
kategorisine giriyor. İki filmin tek ortak noktası zombiler. Warm Bodies (Türkçe
adıyla Sıcak Kalpler) biraz daha sakin ve romantik bir filmdi. Ben biraz
sıkılmıştım….
Man of Steel
Yine beklediğimiz başka bir film Superman serisinin son
filmi Man of Steel. Bu Superman filmi diğerlerine göre biraz daha farklıydı.
Genel de Clark Kent’ten Supermane dönüşümünü izlerken, bu sefer anca filmin
sonunda gözlüklü Clark’ı gördük. Ayrıca filmde daha çok Supermanin gezegeni Kripton (oldukça farklı bir Kripton) ve
biyolojik babası Jor-El ön plandaydı. Üstüne üstlük kriptonitten hiç
bahsedilmedi.
Filmde farklı gelen başka bir şeyde Supermanin kıyafetiydi
ama bu farklılığı sevdim. Birde Lois Lane var, bence Lois her zaman esmer
olmalı. Tamam Amy Adams iyi bir oyuncu ama en azından saçını siyaha boyayabilirlerdi.
Dediğim gibi oldukça farklı bir Superman filmiydi. Ama
güzeldi, bol aksiyonluydu, hoş filmde şehri kurtardılar mı yoksa yıktılar mı
tam anlaşılmasa da olsun, Superman yine dünyayı kurtardı. Kadro da ise oldukça
ağır toplar vardı, ama bizi ilgilendiren tek oyuncu Henry’di J
Ah be yavrum nerden nereye ben hala monte cristo kontunun oğlu olduğun hallerini seviyorum |
Maskeli Süvari
En son olarak Maskeli Süvari filmine gittik ayy çok
eğlendim. Bir filmin fragmanını izleyip beğenip filme öyle gidiyorsanız,
bilinki zaten film tüm hoş sahnelerini fragmanda izlemişsinizdir. Bu da öyleydi
desem de, ben filmi beğendim. Filmi vizyona girer girmez izledik. Dublajlı
olarak ve 3D olmadan izledim (3D iyi hoşta benim gözlerimi acıtıyor Allah’dan
film 3D değildi) bol aksiyonlu ve bir o kadar da eğlenceliydi.
Filmi izlemek için iyi sebebi söylememe gerek yok tabiki de Armie
Hammer demiycem:P hoş kendisini daha önce Mirror Mirror da beğenmiştim. Hatta
Sosyal Ağ ve Gossip Girl’de oynamış ama ben oralardan hatırlamıyorum. Bu filmde
de oldukça iyi iş çıkarmış doğruya doğru ama bizim filmi bekleme ve izleme
sebebimiz elbetteki Johnny’di.
Kendimi bildim bileli Johnny Depp’i severim desem abartmış
olmam çünkü çocukken 21. Sokağı izlemiş biriyim. Hemen hemen bulduğum tüm
filmlerini izledim. Bazıları o kadar gereksizdi ki neyse. O’nunla ilgili tek
eleştirim bir insan ancak yüzünden bu kadar nefret edebilir. Ya da makyajı bu
kadar sevebilir olurdu. Konu Johnny olunca sanırım ona her şey yakışıyorJ
Filme gelince başta da söylediğim gibi ben filmi beğendim,
oldukça eğlenceliydi. Yanımızdakiler ilk bölümde sıkılmış olmalılar ki ikinci
bölümde gelmediler. Çok şey kaçırdılar ikinci bölüm daha bir aksiyonlu ve
eğlenceliydi. Şöyle desem filmin son sahnelerinde arkadaki müzik William Tell overture idi. İsterse film
heycanlı olmasın bir yerden sonra kopuveriyorsunuz. Film de beyaz ata ve
Tonto’nun kuşuna bayıldım. Hele ki at ne güzel bir yaratıktır o öyle. Tonto’nun
dediği gibi “bu at normal olmamak.”
Aslında bu yazıyı bu kadar geçe bırakmamın sebebi, birincisi
yazı yazmayı fazla sevmemem, fark ettiyseniz bir yazı yazıp bir ay hiçbirşey
yazmıyorum. Aslında birçok taslak hazırlıyorum ama ya sıkılıyorum ya da
bayatladığı için siliyorum J
İkincisi ise Maskeli süvari filminin vizyona girmesini
bekledim. Filmlerin hepsi güzeldi, izlemek isteyenlere tavsiye edilir,
istemeyenlerse kendileri bilirJ
Bu arada bu taslağı silmeyi düşünüyordum çünkü Ramazandan önce yayınlamak istiyordum. Daha sonra Ramazan'dan sonra yayınlarım dedim. En sonunda yayınla gitsin dedim...Kusuruma bakmayın.
HERKESE HAYIRLI RAMAZANLAR J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder