12 Temmuz 2013 Cuma

Her Hafta Sinema


Ne zaman sinemaya gitmek istesek film bulamayan biz, art arda vizyona giren filmler yüzünden bu seferde hangisine gideceğimizi şaşırdık. Kötü olamadı hatta çok güzel oldu J Hani kardeşimle ne zaman filme gitmeye niyetlensek sinemada dişimize göre bir film bulamıyorduk. Hatta bu yüzden bu sene doğum günü filmine bile gidemedimL

Her neyse anladığınız üzere geçtiğimiz ay her hafta sinemadaydık. Bu günkü konumuzda bu, beklediğim tüm filmler tek tek vizyona girdi hepsine gittim ve topluca yazımı yazıyorum.

Star Trek Into Darkness

İlk gittiğimiz film Uzay Yolu serisinin son filmi Star Trek Into Darkness. Film beklediğim filmlerden biriydi vizyona girdiği hafta sonu Vena, Sis ve ben filme gittik. Oldukça eğlenceli bol aksiyonlu güzel bir filmdi. Sırf kadrosu için bile izlenir, ilk filmdeki kadro tamdı, artı olarak önceki yazılarımdan birinde bahsettiğim Kefaret filminde çikolatacı karakteri ile nefret edip, Sherlock Holmes olarak hayranlığımızı kazanan Benedict Cumberbatch 2.filmin kötü karakteri olarak karşımıza çıktı.

Bu film kesinlikle benim gözüme hitap ediyor :)
Star Trek zaten dizileri ve filmleri ile sevdiğim bir seriydi. Klingon dili öğrenecek kadar fanı olmasam da seviyorum Star Treki. Şimdi filmin konusundan bahsetmiycem, herhangi bir sinema sitesine bakarsanız konu orda var :P Ben sadece filmde takıldığım şeylerden biraz bahsetcem. Misal film boyunca Chris’in boynuna takıldım kaldım. Tamam kabul Chris’in önceden de uzun bir boynu yoktu ama bu kadar da değildi. Kilomu almış artık, kasmı yapmış, yoksa fim 3D diyemi bilemiyorum çocuğumun boynu kaybolmuş gibiydi. Eve gelip kontrol ettiğim de boynu yerinde ve oldukça da hoş duruyordu. Neyse gözleri yeterdi ama insan takılıyor. Birde Karl’ım yaşlanmışL

Sis filmden sonra şimdik 3. Film için 4 yıl daha mı bekliycez diye sordu. Sanırım bu soru filmi ne kadar beğendiğimizi gösterir. Gittim izledim mutluyum.

Dünya Savaşı Z

İkinci filmimiz Dünya Savaşı Z bu filmi o kadar uzun süredir bekliyorum ki anlatamam. Yine vizyona girer girmez bizde koştura koştura filme gittik.

Ne alaka Keanu demeyin
fena dağıttığımı söylemiştim
Keanu enbeğendiğim hallerinden
biri Kırılma Noktası filmindeki
hali
DİKKAT DAĞITIYORUM! Koştura koştura gitmek diyince aklıma birden Keanu Reeves geldi. Hayatım boyunca beni koşturan tek erkek kendileri. Ben ki otobüse yetişmek için bile koşamam daha doğrusu koşmam  ama konu Keanu olunca kopturu vermiştim. Matrix vizyona girmiş biz filme yetişmek için Pendik sokaklarında nasıl koşuyoruz anlatamam. Filmin başını kaçırmıştık Matrix’i ikinci kez izlediğimde Trinity’nin akrep tekmesini ilk kez görüyordumJ 
Bir keresinde de üniversiteye giderkene tv de Speed’in reklamları dönüyor. Ev arkadaşım erkek arkadaşını ekmişti. Yine biz film başlamadan eve gitmek için koşuyorduk. Yeri geldi Keanu’yide andık gençlik yıllarımın büyük aşklarından biridir Bill ve Ted’i hatırlayanınız var mı :P

Brad'in her halini seviyorum
özellikle bu resmine bayılıyorum
Tamam tamam konuya geri dönüyorum. Ne diyordum Dünya Savaşı Z. Aslında zombi filmlerini fazla sevmem ama bu film farklı çünkü izlemek için kocaman bir sebebimiz vardıJ tabi ki Brad Pitt (başka bir bümbüyük aşk)

Olmuş mu gerçekten
Ben hiçbir filmi çok büyük bir beklenti ile izlemem galiba bu yüzden izlediğim tüm filmleri beğeniyorum. Zaten bir zombi filminden ne kadar bir şey beklenir ki. Tamda düşündüğüm gibiydi. Filme gittiğimiz arkadaşlar ile tek ortak düşüncemiz ise, o kadın Brad’in yanına olmuş mu eyy castı oluşturan amcam. Tabiki de olmamış. Her neyse ben yine iyi vakit geçirdim, “I love you baby” diyerek noktayı koyuyorum.



Notun DibiJ Yeri geldi ve aklıma geldi bu filmi kıyaslayabileceğim yakın zamanda izlediğim Warm Bodies filmi var. Ama açıkçası Dünya Savaşı filmi daha çok felaket filmleri kategorisine giriyor. İki filmin tek ortak noktası zombiler. Warm Bodies (Türkçe adıyla Sıcak Kalpler) biraz daha sakin ve romantik bir filmdi. Ben biraz sıkılmıştım….




Man of Steel

Yine beklediğimiz başka bir film Superman serisinin son filmi Man of Steel. Bu Superman filmi diğerlerine göre biraz daha farklıydı. Genel de Clark Kent’ten Supermane dönüşümünü izlerken, bu sefer anca filmin sonunda gözlüklü Clark’ı gördük. Ayrıca filmde daha çok Supermanin  gezegeni  Kripton (oldukça farklı bir Kripton) ve biyolojik babası Jor-El ön plandaydı. Üstüne üstlük kriptonitten hiç bahsedilmedi.

Filmde farklı gelen başka bir şeyde Supermanin kıyafetiydi ama bu farklılığı sevdim. Birde Lois Lane var, bence Lois her zaman esmer olmalı. Tamam Amy Adams iyi bir oyuncu ama en azından saçını siyaha boyayabilirlerdi.

Dediğim gibi oldukça farklı bir Superman filmiydi. Ama güzeldi, bol aksiyonluydu, hoş filmde şehri kurtardılar mı yoksa yıktılar mı tam anlaşılmasa da olsun, Superman yine dünyayı kurtardı. Kadro da ise oldukça ağır toplar vardı, ama bizi ilgilendiren tek oyuncu Henry’di J

Ah be yavrum nerden nereye ben hala monte cristo kontunun
oğlu olduğun hallerini seviyorum



Maskeli Süvari

En son olarak Maskeli Süvari filmine gittik ayy çok eğlendim. Bir filmin fragmanını izleyip beğenip filme öyle gidiyorsanız, bilinki zaten film tüm hoş sahnelerini fragmanda izlemişsinizdir. Bu da öyleydi desem de, ben filmi beğendim. Filmi vizyona girer girmez izledik. Dublajlı olarak ve 3D olmadan izledim (3D iyi hoşta benim gözlerimi acıtıyor Allah’dan film 3D değildi) bol aksiyonlu ve bir o kadar da eğlenceliydi.

Filmi izlemek için iyi sebebi söylememe gerek yok tabiki de Armie Hammer demiycem:P hoş kendisini daha önce Mirror Mirror da beğenmiştim. Hatta Sosyal Ağ ve Gossip Girl’de oynamış ama ben oralardan hatırlamıyorum. Bu filmde de oldukça iyi iş çıkarmış doğruya doğru ama bizim filmi bekleme ve izleme sebebimiz elbetteki  Johnny’di.

Kendimi bildim bileli Johnny Depp’i severim desem abartmış olmam çünkü çocukken 21. Sokağı izlemiş biriyim. Hemen hemen bulduğum tüm filmlerini izledim. Bazıları o kadar gereksizdi ki neyse. O’nunla ilgili tek eleştirim bir insan ancak yüzünden bu kadar nefret edebilir. Ya da makyajı bu kadar sevebilir olurdu. Konu Johnny olunca sanırım ona her şey yakışıyorJ

Filme gelince başta da söylediğim gibi ben filmi beğendim, oldukça eğlenceliydi. Yanımızdakiler ilk bölümde sıkılmış olmalılar ki ikinci bölümde gelmediler. Çok şey kaçırdılar ikinci bölüm daha bir aksiyonlu ve eğlenceliydi. Şöyle desem filmin son sahnelerinde arkadaki  müzik William Tell overture idi. İsterse film heycanlı olmasın bir yerden sonra kopuveriyorsunuz. Film de beyaz ata ve Tonto’nun kuşuna bayıldım. Hele ki at ne güzel bir yaratıktır o öyle. Tonto’nun dediği gibi “bu at normal olmamak.”

Aslında bu yazıyı bu kadar geçe bırakmamın sebebi, birincisi yazı yazmayı fazla sevmemem, fark ettiyseniz bir yazı yazıp bir ay hiçbirşey yazmıyorum. Aslında birçok taslak hazırlıyorum ama ya sıkılıyorum ya da bayatladığı için siliyorum J
İkincisi ise Maskeli süvari filminin vizyona girmesini bekledim. Filmlerin hepsi güzeldi, izlemek isteyenlere tavsiye edilir, istemeyenlerse kendileri bilirJ


Bu arada bu taslağı silmeyi düşünüyordum çünkü Ramazandan önce yayınlamak istiyordum. Daha sonra Ramazan'dan sonra yayınlarım dedim. En sonunda yayınla gitsin dedim...Kusuruma bakmayın.

HERKESE HAYIRLI RAMAZANLAR J


1 Temmuz 2013 Pazartesi

SEN


Bu gün bu şarkıyı dinliyorum, kız kardeşim Almanca kursuna giderken faydası olur diye Cartel şarkıları dinlemeye başlamıştı. Bizim için biraz işkence gibi olmuştu, Carteli sevsem de Sis’in yorumu ve Almancası ile birazcık işkenceye dönüyordu durum. Allah’tan İsmail YK dinlemedi J



Her neyse Sis’in alıştırma şarkısı olur kendileri. Eeeee tabi işin içinde Ferman’ın sesi de girince sevdik bu şarkıyı. Ayy konser olsa da gitsek FERMAAAAANNNN diye biryerlerimizi yırtsak (sorry :P)