15 Mayıs 2013 Çarşamba

Benim Üçlemelerim Part 1


Film izlemeyi sevdiğim anlaşılmıştır heralde. Aslında bu yazı uzun zamandır aklımdaydı işte benim tembelliğim bir türlü yazıp yayınlayamadım. Her neyse konumuza geri dönersek bu gün size benim üçlemelerimden bahsetmek istiyorum. Öyle Yüzüklerin Efendisi, Yıldız Savaşları yada Geleceğe Dönüşten bahsetmeyeceğim hoş bu serilere bayılsam da bu günkü konumuz biraz daha farklı dediğim gibi benim üçlemelerim. Yani birini izleyince diğerini de izlemek isteği uyandıran filmler.

İşte o filmler Aşkın Kitabı (Becoming Jane), Aşk ve Gurur (Pride And Prejudice) ve Kefaret (Atonement). Filmlerin aslında belli özellikleri ortak.

Filmlerden ikisinin yönetmenleri aynı (Joe Wright) ikisinin bayan oyuncuları aynı (Keira Knightley) ikisinin erkek oyuncuları aynı (James McAvoy)

Şimdi gelelim Jane Austen konusuna, sanırım romantik olmayan kadın çok azdır. Romantik olup da Jane Austen okumayan kadında öyle. Durum böyle olunca benim gibi Jane Austen severler onun kitap uyarlamalarını ayıla bayıla izliyoruz, özellikle Aşk ve Gururu ama ilk bahsedeceğim film o olmayacak. Onun yerine yazarının ve eserin yazım aşamasının konu edildiği Becoming Jane filminden bahsederek başlıycam.

Aşkın Kitabı (Becoming Jane)


Film bahsettiğim gibi Jane Austen’in hayatından bir kesit, aynı zaman da Aşk ve Gurur kitabına ilham kaynağı olan aşk hikayesi konu ediliyor. Film de bir Austen kitabında olan herşey var. Dönem, kıyafetler, danslar vs…


Filmden aklımda kalanlar, çok üzülmüştüm hele finale, keşke keşke deyip durmuştum. Sanırım bu dünyada sadece aşk yetmiyor. Filmin sonunda aklımda kalan başka bir şey ise eğer bu olay farklı gelişseydi belkide biz asla Jane Austen ve onun kitapları ile karşılaşamayacaktık.


Filmde hoşuma giden bir diyalog
  • Filmden sonra Austen kitaplarının sonunun neden mutlu bittiğini de öğreniyoruz.
  • Ve Bay Darcy karakteri bana göre Tom Lefroy ve Bay Wisley birleşimi bir karakterdir.
  • Birdeeee James McAvoy yine beni hayran bırakmıştır.
  • Son olarak gerçek hayatta Aşk mı Para mı sorusunu daima Para kazanır.



Bir annenin kızına verdiği tavsiye

Bir babanın kızına verdiği tavsiye









Aslında ne kadar doğru sözler gelgör ki böyle zamanlar akıl ve kalbin çarpıştığı anlar. Burda tecrübe konuşuyor :P






Kefaret (Atonement)


Bahsedeceğim ikinci film Kefaret. Benim için özel bir film yine bir kitap uyarlaması. Bir Austen uyarlaması değil, Ian McEwan romanından uyarlanmış. Yayınlandığı dönemler de bir çok arkadaşımın sıkıcı bulduğu ve benim bu yüzden kendimi kötü hissettiğim bir film. Çünkü ben filmi çok sevmiştim (Bendemi bir sorun var diye düşünmüştümL)

Oscara,  Baftaya ve Altın Küreye  aday gösterilen ve benim deyimimle herkese hitap etmeyen çok güzel bir film.

Ama kabul ediyorum filmin ikinci yarısı diyalogsuz ve savaş görüntüleri ile dolu, bu nedenle filmin ikinci yarısı durağan geçiyor. Ve ben filmin sonuna kadar kavuşacaklar diye bekliyorum.


Keira Knightley'nin filme damgasını vuran zümrüt yeşili elbisesi 
Vee bu gün sanırım konusundan bahsedip çok fena spoiler vereceğim film bu…….Şimdi konuya gelirsek bir zengin kızımız var Cecilia, birde onun kız kardeşi Briony hayal gücü oldukça geniş 13 yaşında bir yazar. Tabi esas oğlumuzu unutmayalım Robbie evin kahyasının oğlu işte besleme. Cecilia ve Robbie birbirlerini küçüklükten beri sevip birbirlerine açılamamışlar onun yerine aralarına hep mesafe koymuşlar. Bu arada Briony de Robbie’ye aşık.

Derkene Briony bir gün ablasının Robbie ile tartışıp ardından onun önünde soyunup havuza girdiğine şahit oluyor buda yetmezmiş gibi, Robbie’nin ablasına yazdığı müstehcen mektubu okuyor. Hepsinden daha beteri ablası ve Robbie’yi uygunsuz bir şekilde basıyor. Ehh bu kızın şansındanmıdır artık bilemiycem nerde görmemesi gereken olay varsa bizim kız görüyor.

Tabi bu kadar olay sonrasında, birde sevdiği çocuk olunca hayalkırıklığını siz düşünün. Robbie artık Briony’nin gözünde Coşkun’dan farksız. Tamam bu kadar olay yeter desek bile kızımız yine en olmadık bir olaya daha şahit olup, ablası ve Robbie’nin hayatını sonsuza kadar karartıyor. Bir tecavüz olayına şahit olup görmediği halde sanığın Robbie olduğunu söylüyor. Şimdi kızın yerinde kim olsa böyle düşünürdü. Neyse bu olaydan sonra çocuğumuz hapse giriyor derken 2. Dünya savaşı patlak veriyor ve Robbie’ ye ya hapis ya savaş deniyor.

Bu arada Cecilia ailesi ile tüm bağlarını koparıp aşkının arkasında duruyor. Garibim Robbie ise bu aşka nasıl karşılık vereceğini bilemiyor. Bir kere çok feci bir suçtan hüküm giymiş parası yok, bir anacığından başka kimsesi yok. Üstüne üstlük savaşa gidecek Cecilia’ya ne vaad edebilirki kendi deyimiyle aralarında geçen birkaç dakikalık olaya aşk diyebilir mi. Umutsuz ve çaresiz. Ama yine de iki aşık savaştan sonra kavuşmak ümidiyle ayrılıyor.

Bundan sonrası savaşın acımasızlığı, hayaller, rüyalar, mektuplar ve vicdan azabı ile devam ediyor. İki aşık kavuşuyor mu?...............

Robbie'nin düşünceleri
İşte tüm filmi özetleyen replik




Hele burdaki sahne insan bu kadar gerçekçi olur. Nasıl acımıştım çoçuğuma eli ayağı nasıl titriyor.



"Filmden Kalanlar"
Bu sahneyi birazdan yazacağım diğer filmdeki bir sahneye
benzettim
  • İlk kez sinema da izledik, bir doğum günü filmiydi.
  • Filmi izlerken gözlerim doldu L( ben filmler yüzünden kolay kolay ağlayan biri değilim daha çok en olmadık filmlere ağlayan bir tipim)
  • Yönetmenin çekim tekniği hoşuma gitmişti (bahsedeceğim diğer filmde benzer bir sahne var)

  • “Come back, come back to me” tüm filmi özetleyen unutulmaz replik.
  • Bir çığlık karanlık salonun sessizliğini bıçak gibi yırtar. “Haah herkes ölsün bir sen yaşa”  Sevgili Kuzim yapmıştır yine yapacağını J
  • Ah James Ah o nasıl ağlamaktır, nasıl bir çaresizliktir.


Aşk ve Gurur (Pride And Prejudice)

Aslında filmle ilgili gif hazırlayacaktım fekat programda
bir sorun oldu. böyle olunca filmden
 sevdiğim kareleri koydum 
Bahsedeceğim son film bir Austen klasiği. Çok ayrıntıya girmiycem kitabını defalarca okuduğum uyarlamalarını izlemeye bayıldığım bir yapıt. İki zırlak filmden sonra en azından sonu mutlu biten bir film izlemek için sona bırakıyoruz.


"Filmden kalanlar"

Baba Bennet
  • Yok böyle bir adam Bay Darcy. İroniye bakın ki dünyanın en mükemmel erkeğini bir kız kurusu yarattı. (Kendi sonumu hiç iyi görmüyorumL)
  • Filmde de kitapta da Bay Bennet karakterine hayran kalmıştım.
  • Diğer filmde bahsettiğim çekim tekniği ve iki filmde bana bir birini anımsatan sahneler.
  • Sanırım bu kadar yeter Jane Austen ve uyarlamaları hakkında buraya göz atabilirsiniz. Eminim benden daha çok yardımcı olacaktır. Darısı bizim başımıza diyorum ve Bay bay J……..

İşte kefaret ile benzettiğim sahne
İlk karşılaşma

Not: Aslında hazır konu açılmışken uzun uzun James McAvoy’den bahsetmek istiyordum ama şimdilik kısaca değinip konuyu kapatmak istiyorum. James bizim için film izleme sebeplerinden biridir, ilk tanışmamız Bollywood Queen filmi ile olmuştur. O zamandan beri kendisini keyifle takip ediyoruz.

Yakışıklımı, görür görmez farkedilecek bir tip değil daha çok izledikçe hayran olunacak bir tip. Yani ikinci kez baktığınızda fark ediyorsunuz ki harika gözleri, çapkın bir gülüşü, annem kıyamam dedirten bir ağlayışı var. Evli, mutlu, çocuklu seviyoruz James’i JJ








Hiç yorum yok: