23 Ağustos 2015 Pazar

Benim Üçlemelerim Part 2

Benim üçlemelerim, diğer yazımda dediğim gibi bazı filmler varki bana başka filmleri hatırlatıyor ve sanki o filmleri arka arkaya izlemem gerekiyormuş gibi geliyor, bir devam filmi gibi ama sıralamanın önemli olmadığı. İşte benim bir başka üçlemem daha. Aslında ben bunu Çin balesi üçlemesi diye adlandırıyorum(Aslında bu türe Wuxia diyorlar ama neyysee) Böyle dememin sebebi dövüş koreografilerinin oldukça estetik olması ve bende bir dans gösterisi izliyormuşum gibi bir his bırakmaları. Hepsi bilindik filmler ve ben nedense bu filmleri herkesin izlediğini düşünüyorum.


Eveeet konuya dönersek Çin balesi demem den anlaşıldığı üzere filmler Çin filmleri. Bu filmlerin ortak özelliklerinden biride üçünde de aynı kadın oyuncunun olması, birde ikisinin yönetmeni ve yazar kadrosu aynı.

Kaplan ve Ejderha (2000)


İlk filmimiz oscarlı bir film olan Kaplan ve Ejderha. Bu filmi seviyorum yaa muhteşem bir görsellik. Filmleri öyle uzun uzadıya anlatmıycam dediğim gibi ben nedense bu filmleri birer klasik olarak görüyor ve herkesin izlediğini düşünüyorum.

Herneyse efendim ne diyorduk Kaplan ve Ejderha. Bu filmi kaç kez izledim hatırlamıyorum, tv de ne zaman karşılaşsam bir tekrar yapıyorum. Filmin yönetmeni ve kadrosu harika. Muhteşem Yun Fat Chow, zarif Michelle Yeoh, güzel Zhang Ziyi ve tabiki tuhaf çkiciliği ile Chen Chang

Konuya gelince benim bakış açımla iki aşk hikayesi. Üstüne üstlük harika bir kılıcın etrafında gelişen(Aslında bana göre esas başrol yeşil kaderdi. Farz oldu bu kılıçlar ile ilgili yazı yazmak) Uçanın kaçanın bol olduğu. Sonuna ise kaç kez izlersem izliyim anlam veremediğim ama yine de finaline bayıldığım bir film. Bundan sonrası için ise ben susayım da sahneler konuşsun diyor ve sizi filmde sevdiğim birkaç sahneyle baş başa bırakıyorum.

İşte karşınızda muhteşem Yeşil Kader


Veee Lo Nam-ı diğer Kara Bulut (Chen Chang)


Shneler oldukça karanlıktı anca bu kadar oldu. 
Aynı sahnenin capsi


                                                                
               Bir dilek tut Lo



  İşte o dans eder gibi dövüş sahneleri






 Ben bunlara çok üzülmüştüm.






Bu şimdimi söylenir Alice :)


NOT: Chen Chang’i ilk bu filmle keşfetmiştim. Yukarıda dediği gibi o kadar uzun ya da çok yakışıklı değil ama acayip bir cazibesi var. Şimdik böyle diyince bu şarkı ve klibi yayınlamazsam olmaz :P



NOT 2: Dağıtmaya başlıyorum Zhang  Ziyi ve Chen Chang’i bu filmde birbirlerine pek bi yakıştırmıştım, ikiliyi en son The Grandmaster filminde kısa bir sahnede birlikte gördük.

Grandmaster


Hero (2002)



İkinci filmimiz ise Hero. Ne müthiş bir görselliktir, bir hikayenin farklı bakış açıları ile anlatıldığı filmleri sevdiğimi söylemiştim galiba. İşte bu da onlardan biri ve en bi sevdiğim. Öyleki aynı hikaye film boyunca 4 kez anlatılıyor (5 kez de olabilir şu an çok net hatırlamıyorum) ve her seferinde fon rengi değişiyor. Ben de sırf bu renkler yüzünden filmi çok seviyorum.

Başroller de bir kere Jet Li var ve  Ziyi Zhang. Çin sinemasının muhteşem ikilisi Tony Leung Chiu Wai ve Maggie Cheung birde Donnie Yen var.

Ne yalan diyim Tony amcam yine karizma ve Maggie ile harika bir kimyaları var. Diğer oynadıkları filmlerde olduğu gibi bu filmde de harika bir uyum içindeler.








                                                                                                   Mavi



Yaaa sahneler, görsellik seviyorum bu filmleri. Yağlı boya tablo gibi 
O ünlü ok sahnesini çok sevsem de koymadım :P

Yeşil





Kırmızı

    Bu sahnenin hem uzun hem de kısa versiyonunu hazırlamışım ikisinide yayınlıyorum


Beyaz


Ne tür bir sadistsem bu sahne bana oldukça romantik gelmişti




Uçan Hançerler Evi (Parlayan Hançerler) (2004)


Üçüncü filmimiz ise Uçan Hançerler Evi ya da başka bir ismiyle Parlayan Hançerler. Bu filmi o kadar çok severim ki kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum. İşte bu yüzden repliklerini ezbere bildiğim filmlerden biridir kendileri.

Başroller de Andy Lau,  Ziyi Zhang ve ilk ve en bi sevdiğim çekiklerden biri olan Takeshi Kaneshiro  Ahh Takeshi ahhh. Ay ben bir şey yazamıycam gidip filmi tekrar izliycem J

NOT: Aslında bu taslak oldukça eski. Nerdeyse 3 senelik. Bunun gibi bir iki taslak daha var. Fırsatım olursa onları da yayınlıycam. Zaten bunlar yüzünden tekrar bloga döndüm, bu kadar gifi ve resmi silmeye kıyamadım.

NOT 2: Yazımın ardından Parlayan hançerleri iki kez izledim. İşte en son ramazanda izledim. Sonrasında aklıma geldiki ben bu film hakkında bir yazı hazırlamıştım :P

Aslında burda Takeshi ile ilgili çok feci dağıtasım var ama yazı yeterince uzun hiç konusunu açmıyorum belki başka bir yazıya J






Bu repliğe benzer bir kaç repliğim daha var
farklı filmlerden ve alakasız olsa bile burada yayınlıycam :)
ama bu yazımda değil.




NOT: Sis bu dansı harika yapar.
Beauty song söyleyerek.
Dönyanın en gözel ğarısıyam ben
Birde harika sailor moon hareketi çeker.











Son olarak filmin harika şarkısı "Lovers" ile veda ediyorum.



4 Ağustos 2015 Salı

Benim Bir Blogum Vardı


Çok çooook uzun zaman sonra yine ben. Bu kadar uzun süre sonra bloğuma yine döndüm. Nerdeyse 2 yıldır hiçbirşey yazmamışım. Arada bir çöplüğe attığım gifler ve capsları saymazsak.

Bu uzun arada neler yaptım, bende neler değişti? Şöyle bir düşününce etrafımda birçok şey değişsede ben nasıl beceriyorsam olduğum yerde sayıyorum. Yani ben de öyle önemli bir olay olmamış.

Peki, bu arada film dizi izledim mi, izledim ama öyle eskisi gibi değil. Hele bu sene topu topu 5 asya dizisi izlemişim. Yani bende güncel hiç birşey yok. Çok fena Türk dizilerine dönüş yapmamız dışında. Amerikan dizilerinin birçoğunu da bıraktık. Vay be bir aydınlanma bir arınma yaşıyorum. Bir ara bloğu hobi bloğuna mı çevirsem dedim. Ona da üşendim ama her an olabilir.

Aslında bloğa yazı yazmayacaktım ama bilgisayarımın belleği dolup bende temizliğe girişince olan oldu. Hazırladığım taslaklar bayatladı diye bazılarını siliyorum. Bilgisayarımda yer kaplayan filmleri, gifleri, capsları siliyorum ama bazı taslaklar varki kıyamadım ne kadar bayat olursa olsun silemedim. Hem bayat ne demekmiş, güncel olmayan şey iyi değil diye bir kaide yok. Hatta ne kadar eski okadar iyi. Klasik canım klasik :P Sırf silemediğim için bahanede üretiyor olabilirim.

Yani elimdeki yazıları paylaştıktan sonra yine uzun bir ara verbilirim. Ben yazmazkene bir ara bir hint rüzgarı esmeye başladı. Bende o sıralar etkisindeydim. Zaten hint filmleri ile olan alakam eskilere dayanıyor. Tv de yayınlandığı yıllarda hiç kaçırmadan hint filmi izlerdim. Hatta o yıllar da izlediğim bir filmi nette epey bir aramış bulamamıştım. Nerdeyse 2000 öncesi bulabildiğim bütün filmlere bakmıştım.  Ah ah bi o film birde Robotech (senin hakkındada mı yazı yazsam ne yapsam) beni mahvetmişti. Aslında bir ton beni etkileyen yapımlar varda işte….. Ben ne diyordum yaaa ??? Haaa hint dizileri, işte onları izlerkene Pakistan dizileri ile karşılaştım hatta çöplükte capsleri bile var. Bu arada çöplük iyice çöplük olmuş bir düzenleme yapmam lazım.

İşte dönüş yazımıda ramazanda başladığım üçüncü paki dizimden capslerle bitiriyorum. Dizinin adı Mera Naam Yousuf Hai. Üstelik güncel bir yapım, vayy bende güncel birşeylerden bahsedebiliyormuşum:)






Dağıtıyorum: Robotech çocukluğumun animesi. Hayatım da izlediğim ilk aşk üçgeni üstelik piss Rick benim beğendiğim hatunu seçmemişti. Hiçbir güç beni hafta sonu sabah yedide kaldıramazken, sırf bu animeler için kalkardım, galiba 7-8 yaşlarındaydım. İşte ben böyle animeler ile büyüdüm hatta bazı animelerde ecchi sahneler vardı. Galiba o yüzden okadar erken saatte veriyorlardı. Ah be Trt….



Herneyse Robotech’in yıllardır filmi çekilecek diye dedikodular dönsede hala ortalıkta bir şey yok ama biz bunun filmini evde çekmiştik. Ben yönetmendim kuzi Lisa’ydı ve sisde Minmei, görünmeyen bir Rick Hunter için kapşıyorlardı. Yağmur yağıyordu, yağmur efektini ise küçük kardeşim pet şişe ile yapıyordu. Salondaki halı ve koltukları ıslattığımız için annemden paparayı yemiştik. Ama ekipçe oskarlık bir performans segilemiştik…….. Birde bunları yazarken son zamanlarda hiç anime izlemediğimi farkettim. Yine oldu Kahtalı Mıçı ile başlayıp konuyu böyle Çaykovski bağladım. Yine mi dağıldım neee. Bayyyy