Rich man Poor Woman ve Bu Vesile ile Daha Çok Shun Oguri
Geçenlerde (yine üzerinden 1-1,5 ay geçti demek oluyor bu)
Rich man Poor Woman dizisini izledik ve de bitirdik bizde şöyle bir durum var
Uzakdoğu dizilerimi online izliyemiyorum. Mutlaka tüm bölümler tamamlanmış
olmalı sonrasında uygun bir zamandaysan 2 güne tüketirsin diziyi. Yani ben
böyle seviyorum. En garantisi bitmiş diziler oluyor. Yani demek istediğim
genelde güncel dizilerden değilde canımın istediği diziden bahsediyorum. Bir de
şöyle bir problem yaşıyorum bu dizi hakkın da yazarsam acayip dağıtacacağımı
biliyorum. Çünkü başrolde Shun Oguri var. Konu Shun olunca yazacaklarım dizi
ile sınırlı kalmayacak başka diziler filmler ve oyuncular da işin içine girecek
konu epey bir dağılacak. Şimdiden söyleyeyim ama elimden geleni yapacağım.
Gelelim diziye, anlatacak fazla bir şey yok oldukça
eğlenceli bir zengin adam fakir kız hikayesiydi. En sevdiğim konu küçükken
masallarla nasıl beynim yıkanmışsa bayılıyorum böyle hikayelere. Aman da aman
(aaahhh ANANDA) (konuyu şimdiden böyle dağıtırsam işim var bu yazı bitmez ama
ne yapayım birden aklıma geldi)
Ne diyordum Ananda aman zengin adamımız bana göre oldukça
yakışıklı (Çoğu kişi Shun Oguri’yi fazla beğenmez) ve karizmatik üstelik bir
bilgisayar dâhisi genç yaşta kendi şirketini kurmuş ve zengin olmuş biri. Tek
bir kötü tarafı var (tabi olmazsa olmaz) isimleri ve yüzleri hatırlayamama
hastalığı. Bana oldukça sempatik gelmişti karakter tabi Shunu böyle görmeyeli
epey bi olmuştu. Binbo Danshi’den beri
(ne salak bir karakterdi o yarabbim). Hyuga Toru karakterini ben çok
sevdim kısacası.
Bu arada giyim tarzına bayıldım; Makoseninden şalvar pantalonuna ve kaprilerine, tişörtlerinden yeleklerine hayran kaldım. Tek kötü tarafı İtalyan 3 düğmeli kruvaze takımdı. Onda da ceketi çıkardığı sürece sorun yoktu ama giymese daha iyi olurdu.
Bilinçli olarak bu resmini koydum nette dizi ile ilgili o kadar çok resim ve gif varki değişiklik olsun dedim |
Esas kız yani fakir kıza gelince tuhaf bi şekilde kızımızı
da beğendim. Neden tuhaf derseniz Shun’un yanına kolay kolay birini
yakıştıramam ama bu ikili iyi olmuştu.
Dizinin diğer karakterlerine gelince çocuğumun iş ortağı
daima ikinci adam olmuş ve görünürde en iyi arkadaşı olan Asahina Kosuke. Çok
pis köşeye yatırdı herkesi yaw…
Aslında bu genç bir resmi dizide daha bi yaşlıca |
Son karakter ise Toru’ya aşık Kosuke’nin kız kardeşi Yoko.
Kendilerini Zettai Kareshi’nin Riiko’su olarak hatırlıyoruz bu kıza da galiba
hep ahçı rolünü yakıştırıyorlar.
Tabi dizi de bir tanıdık yüz daha vardı ondan da
bahsetmezsem gönlü kalır heralde. Code Blue’nun sevimli doktoru Fujikawa bu
dizide de ismi bir türlü hatırlanmayan asistan rolündeydi.
Sözün özü ben diziyi sevdim belki uzun süredir Shunu
izlemediğimden belki de oynadığı karakterden kaynaklı. Eğlenceli çerezlik bir
diziydi öyle ahım şahım bir dizi olmasa da izlenilesi ve sevilesi bir dizi.
Sonuçta Shun için izlediklerimi düşününce dizi çok iyi kategorisine bile
oturur.
Anlaşıldığı üzere Oguri Shun Sisin de benimde çok sevdiği
bir oyuncu öyleki Sisin Shun baskılı bir tişörtü bile var, yani o kadar diyim
(benim de Won Bin baskılı tişörtüm vaaar, kuzinin doğum günü hediyesi, kendine
de Rain baskılı olanında almış sağolsun bizi de unutmamış) Yani sırf Shun’un
ismi geçiyor diye birçok film ve dizi izlemişliğimiz var. Evlenene kadar sol göğsündeki çukurun benim başım için olduğunu düşünürdüm :( Daha nasıl anlatayım Shun aşkımızı.......
Konu Shun olunca diğer dizi ve yapımlarına değinmeden
geçmiyeceğimi söylemiştim. Elimden geldiğince kısa tutmaya çalışacağım.
Hana Yori Dango
Bu adamı neden bukadar beğeniyorum bilmiyorum, galiba hep
bahsettiğim o tuhaf cazibeye sahip olduğu için. Kendileri ile tanışmamız benim
en sevdiğim dizilerden biri olan Hana Yori Dango ile olmuştur. Bu dizi benim
ilk izlediğim japon dizisi olmakla beraber en sevdiğim Japon dizisidir. Tüm
asya dizileri arasında da bambaşka bir yerdedir. Sebebini bilmiyorum ama
seviyorum bu diziyi. Pardon yine aceleci davrandım sebebi tabiki F4. Diziyi
şöyle özetliyim J
Bu dizi sayesin de o ünlü listeme yeni beyler eklendi. Bu beyler sayesinde de yeni diziler, filmler, yeni beyler….. bu böyle devam etti gitti işte.
Hanazakari no Kimitachi e
Hana yorinin arkasından izlediğim bir dizi Allah’tan bünye
animelere alışık daha önceden 1,2 live action izlemişlikte var tabi izlerken
bilmiyorduk o başka. Herneyse dediğim gibi bünye animelere alışkın olunca
diziyi kaldırdı. Eğer Japon dramalarına yabancıysanız anacım bu da ne demeniz çok normal. Bir kere
dizi absürtlükte sınır tanımıyor. Hepsi birbirinden uçuk bir okul dolusu
erkek ve aralarında erkek kılığında bir
kız.
Gokusen Sezon 1
Shun ve jun hatrına izlenmiş bir okul dizisi daha.(Çok
görünmese de Kenichi Matsuyama ve Hiroki Narimiya da vardı J)
Seri 3 sezondan oluşuyor ama ben kalan 2 sezonu es geçmiştim. Aslında gokusen
serisin de çok beğendiğim bir çok oyuncu olmasına rağmen bir türlü
izleyecekmişim gibi gözükmüyor. Ayrıca bu dizideki uchi karakteri görünüş
olarak Shun’un en beğendiğim hallerinden biriydi.
O sarı saçlar şekilden şekle girmişti. |
Gokusen Movie
Otomatik olarak adı geçtiği için filmi izledik. Filmin
sonlarına doğru beş altı dakika göründü.
Hoş sırf o beş altı dakika için kaç film izledik biz.
Great Teacher Onizuka
Shun’un daha süt hallerinde oynadığı bir dizi ilk üç
bölümünü izleyip öylece bırakmıştık.(yarım bıraktığım tek asya dizisi) Bu
aralar yeniden çevrimi ile tekrar gündemde olan bir dizi.
Spring Story
Lisede başlayıp devam eden bir aşk hikayesi. Bu film ile
ilgili hatırladığım bir şey de başroldeki hatunun Hana yori deki Yuki yi
oynayan hatun olması. Birde her iki başroldeki karakterinin zamanla hayatlarına
giren kişilerin isimleri. Erkegin hayatına Yuki adında bir kız, kızın hayatına
Rui adında bir bey giriyordu.
Azumi 1 ve 2
Tam bir hayal kırıklığı. Çünkü dakika 1 gol 1 durumu. Biz
Shun’u izleyeceğiz diye filmin başına oturalım, çoçuğum filmin başında birkaç
dakika görünüp kaybolsun. Birde filmin sonun da birkaç dakika gözüktü hepsi bu.
Ama biz nasıl sinir olduk anlatamam, buna rağmen 2. filmi de izledik. En
azından birinci filmden daha fazla göründü. Tabi Azumi karakterine gıcık olduk
otomatikman Aya Utea ile yıldızımız pek barışmadı. Güzelliğine bir şey diyemem
ama yanlış bir başlangıç yaptık. Bu arada film konu olarak iyiydi şimdi hakkını
yemiyelim ama daha iyilerini de izledim.
Yuuki
İşte bu filmi sevdim bizim ki başrol olmasa da film genel
olarak güzeldi. Başrol oyuncusunu da severim
Nobuta’dan beri. Ama Kazuya öyle ayılıp bayıldığım aman hangi film de
dizi de oynamış diye aradığım bir oyuncu
değil. Dediğim gibi severiz veledi.
Waters-Gigolo Wannabe
Diğer bir deyişle sevgili hostlarım. Japonlarda pek bir
yaygın olduğunu düşündüğüm (izlediğim dizi ve filmler yüzünden böyle bir kanıya
vardım) Host clubdeki beylerin küçük bir kız için çabalamalarını anlatıyordu.
Yani öyle bir şey hatırlıyorum. Sonuç hepsi pek bir saf çıkmıştı.
Otoshimono / Ghost Train
İşte o çoçuk |
Bir korku filmi olduğunu hatırlıyorum hatta gecenin bir
yarısında izlememize rağmen korkmadığımızı da hatırlıyorum. Yoo bi sahnesinde epey
bir tırsmıştım. Garezdeki gibi bir çocuk vardı tırsdığım sahnede aniden pat
diye yanına düşüyordu. Film ile ilgili başka bir şey kalmamış aklım da.
Tokyo DOGS
Gelelim sevdiğim bir diziye daha, nasıl sevmem bu diziyi Hiro ve Shun’u Hana Kimi’den sonra yine birlikte izledim bu dizi de. Polisiye bir diziydi oldukça eğlenceliydi üstelik. Shun’u neden hep böyle soğuk karakterlere sokmak zorundalar anlamıyorum. Tamam adama yakışıyor cool tavırlar ama sonrada üzerine yapışıp kalıyor. Dizi de Hiro Mizushima’nın karakteri çok iyiydi. İlk bölümde ise Narimiya Hiroki kısa bir süre gözükmüştü. Tabi ben de ümitlenmiştim ama tek bölümlük konukmuş maalesef.
Cee E (Narimiya Hiroki) |
Binbo Danshi
Her daim bir panik ve şaşkınlık hali |
Allahım nasıl bir karakterdi bu dizideki karakteri tam
çözememekle birlikte Shun ve Haruma için izlediğim bir diziydi. Yine tipik
Japon mizah anlayışı. Birde başrollerden biri Shun’un şimdiki eşi Yamada Yu (bu
kadını sevemedim gitti belki kıskançlık diyeceksiniz ama değil. Belki de kadın
çok iyidir onu da bilemem ama bana nedense hep itici geldi)
Rinne / Reincarnation
Alın size bir korku filmi daha ve yine bir hayal kırıklığı.
Evet bildiniz yine Shun’un adı geçiyordu ve yine film de çok az sahnede
gözüktü. Film ile ilgili hatırladığım konusunun fena olmadığı korkunç olmasa da
kötü bir filmde değildi. Hatta kurgusu iyi bile sayılırdı. Biraz chucky’i anımsatan
bir sahne vardı.Filmle ilgili aklım da kalanlar bunlar.
Shunu bu sahne dışında da görmedik zaten |
İşte bahsettiğim Chucky durumu |
Sukiyaki Western Django
Aslında bu filmi en sona bırakmayı düşünüyordum. Çünkü çok
fazla dağıtacağım bu konuda. Şimdi şöyleki ben fi tarihinde bir gün izlemek
için film bakarken, gözüme bir film takıldı ismi oldukça ilginçti. Zebraman,
filmi araştırırken yönetmeni hakkında bir yazı okudum yani Takashi Miike
hakkında. Okuduğum yazıda yönetmenin filmlerinde adaşı Kitano gibi aşırı şiddet
ve cinsellik ögelerini kullanmayı sevdiği yazıyordu bir iki filminin
eleştirisini de gördükten sonra aman benden uzak Allah’a yakın olsun dedim (ne
güzel dua etmişim Laa)
Böyle dedim demesine ama sonrasında öğrendimki ben zaten bu
adamın filmini izlemişim. Zamanında izlediğim Cevapsız Arama filminin
yönetmeniymiş. Sadece bu da değil sırf oyuncu kadrosu için izlediğim ve çok
sevdiğim bir seri olan Crows Zero’nun da
yönetmeni (birazdan bu filmede değineceğim)
Sanırım bana hep böyle oluyor galiba çok büyük konuşuyorum.
Yapmam etmem dediğim her şey başıma geliyor. Oysaki ben her şeye açık bir
insanımdır neyse ne diyordum ben izlemem dedikçe bu yönetmenler sevdiğim
oyuncuları bir arada bana sunar üstelik gerçekten iyi bir konuyla sunarlarsa
ben tabiki de izlerim. Az önceki yorum Crows Zero filmi içindindi.
Düello filmi için de bir şey söylemem gerekirse yine evet
evet söylüyorum Shunun adı geçiyor diye izlediğim bir film daha. Ve tabiî ki
yine dakka 1 gol 1 niye izliyorsam. Bu arada filmle ilgili olarak aklımda
kalanlar Quentin Tarantino’nun Shun’un babası rolünde olması. Bundan yola
çıkarak filmin sonunda bir karakter için İtalya’ya gitti deniyordu. Adı da
Django idi. Aklıma Tarantino’nun son filmi geldi. O Django bu Django olmasın
tabi yeri ve ırkı farklı ama işte öyle aklıma geldi.
kovboy olacağı günleride görecekmişiz. |
Crows ZERO 1-2
Sanırım yukarıda yeteri kadar övdüm bu filmi ama gerçekten
övülmeye değer bir film. Yani benim için, ben bu filmi seviyorum yaa. Aslında
konu olarak yine bir lise filmi diyebiliriz. Ama Japon liseleri bildiğimiz
liseler gibi değil heralde. Herneyse film için söyleyeceklerim tam bir erkek
filmi olması dışında tüm karakterlerin gerçekten orijinal olması ve tabi ki
shun ile başlayıp uzayıp giden sevdiğim oyuncu listesi. Filmdeki tüm
karakterleri sevsem de Serizawa unutulmayacak bir karakterdi. ”FAKİR GÜÇLÜDÜR”
Açıkcası filmi bu kadar seviyon niye bir şey yazmıyon diyebilirsiniz.Çünkü kendimden korkuyorum başladım mı bitiremem diye
Tajomaru
Bu sahne dolls filmini hatırlatsada pek bir alakaları yoktu. |
Bahsettiğim cehennem çukurundan çıkmaya çalışırken |
Yuusha Yoshihiko to Maou no Shiro
Bir absürtlük harikası daha birbirinden tuhaf karakterler ve
tuhaf görevler. Aslında dizi de bir bölümde Shun’un konuk olacağını biliyordum
ama sise söylememiştim. İşte öyle dizi izliyorkene kaçıncı bölüm olduğunu
hatırlamıyorum 10. bölümdü galiba, bizimki bölümün sonlarına doğru göründü.
Sisin tepkisi çok hoştu Baygın bakan çizgi halindeki gözleri kocaman açıldı.
Takayuki ve Shun’u birkez daha yan yana görmek ayrı bir keyif.
Vay be yine kendimi aştım hala elimde izleneck Shun'un oynadığı bir kaç dizi daha var. Çoçuğum yememiş içmemiş Film çekmiş dizilerde oynamış.
Sırdaki oyuncu da görüşmek üzre :) ................